Trafik Kazaları Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davaları
Ölümlü trafik kazaları ve yaralamalı trafik kazaları, ülkemizde sıkça yaşanan kazalardır. Nitekim trafik kazalarının sayısı her yıl binlerle ifade edilmekte, ölen kişilerin sayısı da binleri bulmakta hatta geçmektedir. Bu trafik kazaları neticesinde kişiler ölmekte, geride bıraktığı aileleri ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler mağdur olmaktadır. Özellikle ölümlü trafik kazalarında ölen kişinin yakınları büyük bir destekten yoksun kalmakta, manevi açıdan da tatmini zor acılar yaşamaktadırlar. İşte bu nedenle trafik kazaları neticesinde ölen şahısların yakınlarının başvurularıyla maddi ve manevi tazminat davaları açılmakta, bu davalarda ölen kişinin yakınlarının bir nebze de olsa tatmin edilmesi amaçlanmaktadır. Şimdi açılacak maddi ve manevi tazminat davasına ve sürece ilişkin açıklamalarda bulunacağız.
Trafik Kazalarında Sorumluluk Kimdedir?
Maddi hasarlı trafik kazaları, sürücülerin kendi aralarında uzlaşması ile çözümlenmektedir. Fakat yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarının varlığı halinde hukuki süreç başlayacak ve Savcılık Makamı, olayın suç teşkil etmesi nedeniyle gerekli tahkikatı yapacaktır. İşte soruşturması başlanan kazada kusur oranlarının belirlenmesi Bilirkişiler aracılığı ile olmaktadır. Bilirkişiler düzenledikleri raporlarda kusurun hangi sürücüde olduğunu belirlemekte, bu husus da maddi ve manevi tazminat davaları aşamasında önem taşımaktadır.Karayolları Trafik Kanunu, kaza halinde kimlerin sorumlu tutulacağını ve hangi nedenle sorumlu tutulacaklarını düzenlemiştir. Buna göre ; ‘bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanlı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilsen sorumlu olur’.Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi doğrultusunda bir kazanın meydana gelmesi halinde hem sürücü, hem de araç sahibi hem de aracın bağlı olduğu şirket (teşebbüs) sahibi sorumlu olacaktır. Bu şahısların sorumlu olabilmesi için kanunun aradığı şartlar şu şekildedir
Şahsa veya malına zarar gelmiş olmalı
Bu zarar trafik kazası nedeniyle meydana gelmiş olmalı
Kaza, Motorlu bir aracın işletilmesi nedeniyle meydana gelmiş olmalı
Zarar ve trafik kazası arasında illiyet bağı olmalıdır.
İşleten, Teşebbüs Sahibi Kavramları
Karayolları Trafik Kanunu, işleten ve teşebbüs sahibi kavramlarından bahsetmektedir. Aynı kanunun 3. maddesine göre işleten ; ‘araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir’ şeklinde tanımlanmıştır. Daha basit tabirle trafik sicilinde veya trafik belgesinde araç sahibi olarak görünen kişi işleten sayılacaktır. Fakat uygulamada araç her zaman malik tarafından kullanılmamaktadır. İşte bu nedenle araç üzerinde hâkimiyeti bulunan ve aracı bilfiil kullanan kişi de işleten sayılacaktır.Yine kanun maddesinde teşebbüsten bahsedilmiş olup teşebbüs sahibi kavramı için özellikle otobüs firmaları ve nakliyat firmaları örnek gösterilebilir. Nitekim bir otobüs firmasına ait aracın trafik kazasına karışması halinde o firma sahibinin de sorumlu olacağı açıktır.
MADDİ – MANEVİ TAZMİNAT
Trafik Kazası Nedeniyle Ölüm ve Yaralama Halinde Maddi Tazminat
Trafik kazası nedeniyle kişinin ölümü halinde Türk Borçlar Kanunu doğrultusunda bazı tazminat kalemlerin talep edilebilmesi gündeme gelecektir. Ölümlü trafik kazası neticesinde ilgililerinin talep edebilecekleri tazminatlar şu şekildedir
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Cenaze ve Defin Giderleri
Tedavi ve Hastane Giderleri (ölmeden önce bir süre tedavi görülmüşse)
Aracın Zararının Giderilmesi
Trafik kazası nedeniyle kişinin ölmesi halinde yukarıda sayılan tazminat hususları talep edilebilecektir. Bu hususların en önemlisini destekten yoksun kalma tazminatı oluşturur. Nitekim kişinin ölümü ile birlikte geride bıraktığı kişiler (anne, baba, çocuklar, kardeş vb. yakınlar) ölen kişinin desteğinden yoksun kalacak, belki de hayatlarını idame etmekte zorlanacaklardır.
Trafik Kazası Nedeniyle Ölüm ve Yaralama Halinde Manevi TazminatKarayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde trafik kazalarından doğacak zararlara ilişkin açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümlerinin uygulanacağından bahsedilmektedir. Buna göre Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre manevi tazminat ; ‘bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda zarar görene uygun bir miktar paranın ödenmesi’ anlamını taşımaktadır. Bu nedenle trafik kazası nedeniyle yaralanan kişilerle birlikte ölen kişinin mirasçıları manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir.Cismani zarar olarak adlandırılan bu husus vücut bütünlüğüne karşı verilmiş zararı ifade etmektedir. Cismani zararın kapsamına kişinin ruh bütünlüğünün ihlali, sinirsel bozukluklar gibi haller de girmektedir. Nitekim trafik kazası neticesinde annesini, babasını, kardeşini veya eşini(karısını) kaybeden kişiler manevi açıdan zarara uğrayacak ve cismani zarar kapsamına dahil edilecektir.Manevi tazminat talep edilebilmesi için bazı şartlar söz konusudur. Bunlar: Trafik Kazası olmalıdır Trafik kazası neticesinde bir zarar meydana gelmelidir Zarar ile trafik kazası arasında illiyet bağı olmalıdırBu şartların haricinde bazı özel şartların da varlığı söz konusudur. Bunlar : Trafik kazası neticesinde cismani bir zarar olmalıdır (ölüm veya yaralanma) Davayı ölenin yakınları veya zarara uğrayan kişi açmalıdır. Yukarıda bahsedilen şartlar neticesinde manevi tazminata hükmedilebilmelidir.Trafik Kazası Neticesinde Açılacak Manevi Tazminatın Talep ŞekliÖlümlü trafik kazalarında açılacak manevi tazminat davalarında, manevi tazminat talebi dava açılışında belirlenmeli ve manevi tazminat bedeli iyi irdelenmelidir. Türk Hukuk Sisteminde, manevi tazminatın tekliği ilkesi geçerli olup kişiler dava sürecinde taleplerini arttıramayacaktır. İşbu nedenle manevi tazminat talepleri için kısmi dava söz konusu olamayacak ve dava sürecinde ıslah yolu ile manevi tazminat talebi arttırılamayacaktır.FAİZMaddi Tazminat Davasında Faiz (Trafik Kazası Nedeniyle)Trafik kazası nedeniyle açılacak maddi tazminat davasında faiz Türk Borçlar Kanunu’nun genel kurallarına göre talep edilecektir. Nitekim haksız fiile dayanarak açılacak maddi tazminat davasında faiz başlangıç tarihi haksız fiilin meydana geldiği tarih olacak, yani trafik kazasının meydana geldiği tarih olacaktır. Maddi tazminat için faiz istenmesi halinde bu husus açıkça talep edilmelidir. Aksi halde mahkeme bu yönde karara varmayacaktır.Manevi Tazminat Davasında Faiz (Trafik Kazası Nedeniyle)Ölümlü/yaralamalı trafik kazası neticesinde açılacak manevi tazminat davasında manevi tazminat için trafik kazasının gerçekleştiği tarihten itibaren faiz istenebilecektir. Yine maddi tazminatta olduğu gibi burada da davacı kişi bu talebini açıkça belirtmelidir. ZAMANAŞIMI Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesine göre ‘motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar’ demektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun da 72. maddesi aynı doğrultuda olup 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir. Şayet ceza hukuku anlamında suç teşkil eden bir fiil söz konusu ise ceza kanunları daha fazla zamanaşımı süresi öngörüyorsa bu süre uygulanacaktır. GÖREVLİ ve YETKİLİ MAHKEME Ölümlü/Yaralamalı trafik kazaları neticesinde açılacak maddi ve manevi tazminat davaları Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülecektir. Bunun yanı sıra davalının sıfatı ve kazanın meydana gelişine göre teşebbüs sahiplerinin devreye girme durumu hallerinde Asliye Ticaret Mahkemeleri de görevli olacaktır. İşbu nedenle görevli mahkemenin tayininin somut olaya bakılarak yapılması daha sağlıklı olacaktır. Ölümlü/yaralamalı trafik kazaları neticesinde açılacak maddi ve manevi tazminat davaları haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemelerinde görülecektir. Fakat Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesine göre ‘motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya sigorta sözleşmesini yapan acentelerin bulunduğu yer mahkemelerinde birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir’ denilmektedir. İşbu nedenle davacı şahıs, davasını dilediği yetkili mahkemede açabilecektir.